NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
125 - (2128) حدثني
زهير بن حرب.
حدثنا جرير عن
سهيل، عن أبيه،
عن أبي هريرة.
قال:
قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم (صنفان
من أهل النار
لم أرهما. قوم
معهم سياط
كأذناب البقر
يضربون بها
الناس. ونساء
كاسيات
عاريات،
مميلات
مائلات،
رؤسهن كأسنمة
البخت
المائلة، لا
يدخلن الجنة،
ولا
يجدن ريحها.
وإن ريحها
ليوجد من
مسيرة كذا
وكذا).
[ش
(صنفان..الخ)
هذا الحديث من
معجزات
النبوة. فقد
وقع هذان
الصنفان وهما
موجودان. وفيه
ذم هذين
الصنفين.
(كاسيات
عاريات) قيل:
معناه تستر
بعض بدنها وتكشف
بعضه إظهارا
لجمالها
ونحوه. وقيل:
معناه تلبس
ثوبا رقيقا
يصف لون بدنها.
(مميلات)
قيل يعلمن
غيرهن الميل.
وقيل: مميلات لأكتافهن.
(مائلات)
أي يمشين
متبخترات.
وقيل: مائلات
يمشين المشية
المائلة وهي
مشية البغايا.
ومميلات
يمشين غيرهن
تلك المشية.
(البخت)
قال في
اللسان: البخت
والبخيتة
دخيل في
العربية.
أعجمي معرب.
وهي الإبل
الخراسانية. تنتج
من بين عربية
وفالج،
(والفالج:
البعير ذو
السنامين. وهو
الذي بين
البختي
والعربي. سمي بذلك
لأن سنامه
نصفان).
الواحد بختي.
جمل بختي
وناقة بختية.
ومعنى رؤسهن
كأسنمة
البخت، أي
يكبرنها
ويعظمنها بلف
عمامة أو عصابة
أو نحوها].
{125}
Bana Züheyr b. Harb
rivayet etti. (Dediki): Bize Cerîr Süheyl'den, o da babasından, o da Ebû
Hureyre'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş): Resûlullah (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) buyurdular ki:
«Cehennemliklerden
görmediğim iki sınıf vardır. (Biri) yanlarında sığır kuyrukları gibi kamçılar
bulunup, onlarla insanları döven bir kavim! (Diğeri) Giyinmiş çıplak sallanarak
yürümeyi öğreten kırıtkan başları Horasan develerinin eğilmiş hörgüçlerİ gibi
bir takım kadınlar! Bunlar cennete giremiyecek, onun kokusunu da
duyamıyacaklardır. Halbuki onun kokusu şu kadar ve şu kadar uzaktan
duyulacaktır.»
İzah:
Bu hadîs-i şerif Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimizin mucizelerinden biridir. 676 Hicri
tarihinde vefat eden Nevevî: «Bugün bu iki sınıfın ikisi de mevcuttur» diyor.
Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bunları görmemesi, onun yaşadığı
saadet devrinde bu küstahlar henüz zuhur etmediği içindir.
Birinci sınıftan murad
şüphesizki zâlimlerdir. Bıçağı belinde, kırba elinde «Var mı bana yan bakan?»
diyen zâlimler Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) devrinden sonra dâima
bulunagelmişlerdir. Zâlim hükümdarlar, zâlim kumandanlar çırağına, çobanına ve
işçisine zulmden bilcümle gaddarlar bu sınıfta dahildir.
Kâsiyât: Giyinmiş
kadınlar; âriyat çıplak kadınlar mânâsına gelir. Bu iki kelime birbirleri
üzerine atfedilmediğine göre beraberce mânâları: «hem giyinmiş hem çıplak»
demek olur. Ulemâ bunları tefsir ve izah hususunda bir hayli uğraşmışlardır.
Bâzıları: «Kâsiyât'ın mânâsı Allah'ın ni'metine bürünmüş, Âriyat'ın mânâsı ise
şükründen âciz ve çıplak kalmıştır» mütalâasında bulunmuş; bir takımları:
«Bunun mânâsı kadın halini meydana çıkarmak için bedeninin bir kısmını örter,
bir kısmını açar diye tefsir etmiş, hattâ bedenini gösteren ince ve şeffaf
elbise giymektir diyenler bile olmuştur.
Bize kalırsa bugün
giyinmiş çıplak kadınların kim olduğunu ta'rife hacet yoktur. İstanbul gibi bir
şehrin en ücra köşelerinden birinde bi dakika durarak gelen geçen kadınları
görmek kâfidir. Şüphesizki gözle görmekten daha iyi tarif olamaz!.. (diyor
merhum Ahmed Davudoğlu, 1960 ların sonları için... )
Mâilât: Eğilen
kadınlar, demektir. Bunu da bâzıları Allah'ın tâatından ve korumaları lâzım
gelen hususu muhafazadan inhiraf eden, yanlayan kadınlar mânâsına almış. Bir
takımları: «Bundan murâd kırıta kırıta yürüyen, yürürken omuzlarını sağa sola
sallayan kadınlardır.» diye îzah etmişlerdir. Bir takımları -mâilât'ı- fahişe
kadınlar gibi başlarını yamuk tarayanlar mânâsına almışlardır. Mümîlât ise bu
tefsirlere göre: Başkasına sallanarak yürümeyi öğreten, başkasını çileden
çıkaran, başkasına fahişeler gibi taranmayı öğreten kadınlar mânâsına gelir.
Kadınların başlarının
deve hörgüçlerine benzetilmesi çeşitli bağ vı sargılarla sararak onları
büyüttükleri içindir. Bunu anlamak için de bu gün herhangi bir sokağın başında
bir dakika durmak kâfidir. Deve hörgücüne benzeyen kadın başı nasıl oluduğunda
asla şüphe bırakmıyacak niceleri muhakkak arzı endam ederek geçecektir. Allah
müslümanların kadınına erkeğine, büyüğüne küçüğüne intibahlar nasib etsin.